Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşi, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir.
Bu hareketler, merkezi politik yapılar, üretim araçlarının özel mülkiyeti ve ekonomik kurumlar yerine toplumsal ilişkilere dayanan gönüllü etkileşim ve özyönetimi savunur, özgürlük ve otonomi ile karakterize edilen bir toplumu arzular. Bu felsefeler, anarşi terimiyle özgür bireylerin gönüllü etkileşimine dayanan bir toplumu, bireylerin ve toplulukların alınan kararlardan etkilendikleri ölçüde söz sahibi olması düşüncesini ifade eder.
Zorlayıcı kurumlara ve toplumsal bazlı hiyerarşilere karşı olmak anarşizmin asli ilkelerindendir ve ayrıca anarşizm gönüllülüğe dayanan bir toplumun nasıl işleyeceği konusunda olumlu bir görüşü ifade eder. Anarşist felsefeler arasında hatrı sayılır bir çeşitlilik vardır. Şiddetin anarşizmdeki yeri, ne tür bir ekonomik sistemin olması gerektiği, çevre ve endüstriyalizm hakkında sorular ve diğer hareketlerde anarşistlerin rolleri gibi farklı alanlarda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Anarşist akımlar bu nedenlerle birbirlerinden çok farklı ve hatta karşı olabilirler. Örneğin anarşist komünizmin yanı sıra Hıristiyan anarşizmi gibi anarşist akımlar da mevcuttur."Anarşi" ve "anarşizm" kelimeleri Yunanca an ("-sız", olumsuzluk eki) archos ("yönetici")kelimesinden türemiştir. Bu yüzden anarşizm en genel anlamı ile yönetimin gereksiz olduğu ve ortadan kaldırılması gerektiği yönündeki inanç ve düşüncedir. "Anarşi" kelimesi, pek çok anarşistin kullandığı biçimiyle kaos veya anomi anlamına gelmez, gönüllü toplumsal ilişkilere dayanan bir toplumu ifade eder.
Anarşizm, geleneksel siyasete karşıdır; devletsizlik ve şiddetsizlik temel ilkeleridir. Klasik anarşizmde parlamento sahte bir kurumdur, halkın iktidarı değildir,bu yüzden oy vermemek gerekir. Devlet, doğası gereği kötüdür, kötü olduğu için değil. Partiler, düzenin elemanlarıdır.
Anarşizm değil anarşizmler vardır. Ortak özellikleri bütünsellikten yoksunluk, antidogmatizm, devrimcilik, çelişki ve tutarsızlığı tutarlı kabullenme, birey özgürlüğüdür. Zerzan, kültür ve teknolojiyi ortadan kaldırıp neandertalizme gitmeyi önermiştir. İspanya İç Savaşında anarşistler de yer almış, yenilmişler ve marjinalize olmuşlardır. Birinci Enternasyonal'de güçlü bir anarşist akım vardır. Anarkokomünistler, bireysel terörcüler, Malatestacılar, liberterler, genel grevciler ortaya çıkmıştır. Proudhon, mülkiyet hırsızlıktır demiştir. Antipolitik politika üretenler, nonapolitik olanlar, devletsiz liberalizmi savunanlarıyla çeşitli kollarda Stirner, Proudhon, Bakunin, Kropotkin, Godwin, Sorel, Goldman, Nozick anarşist teoriye katkılarda bulunmuştur.
Elitist bireyci anarşizmde devlet yoktur, vergi yoktur, askerlik yoktur, polis yoktur, kanun yoktur, bütün kolektiviteler yoktur ve sonunda toplum yoktur. Bu kavramları Warren, Spooner, Tucker'de belirgindir. Rand, Rothbard, Friedman suç yok ama ceza vardır der. Nozick ise devleti kabul eder. Anarşistler bolşevik devrimine karşıdır. Devletin yok olmasını kabul eder, düzenin sağlanmasını doğal hale bırakır. Kendi kendine işleyen bir ahlak düzeni, yasasız ve devletsiz işleyebilir. Yerel cemaatler doğrudan dayanışma ile devlet, sermaye, kiliseye karşı özgürlükleri savunabilir. Bu toplumsallıkta sınır tanımama ana ilkedir.
Bir anarşist kol ise şiddeti savunur. Eylem ile propagandayı itici güç olarak görür. Buna savunmacı şiddet diyen ve suikastlerle düzeni sarsmayı öngören devrimci Malatesta, Neçayev, Bakunin ortaya çıkmıştır. Kropotkin evrimci, Tolstoy pasifist, Gandhi boykotçu, Proudhon kooperatifçidir. Devletin emilmesini savunanlara göre halk bankaları kurulmalıdır. Postyapısalcı anarşistler ise merkezsizliği öne çıkarırlar.
No comments:
Post a Comment